Libya Temsilciler Meclisi, Türkiye’yle anlaşmayı onaylayabilir: Karar neden merakla bekleniyor?

“`html

Ece Göksedef
BBC Türkçe

Türkiye ve Libya arasında 2019 yılında imzalanmış olan deniz yetki alanları anlaşması, Trablus’ta hayata geçirilmişti.

Bu anlaşma, o dönemde doğudaki Tobruk’ta bulunan ve Trablus’taki hükümeti meşru görmeyen Temsilciler Meclisi tarafından eleştirilmişti.

Aradan altı yıl geçtikten sonra, Meclis’in bu anlaşmayı onaylama niyetleri ortaya çıkmaya başladı.

Özellikle Yunanistan ve Mısır tarafından sert bir şekilde karşılanan bu anlaşmanın Libya Temsilciler Meclisi tarafından onaylanması, yalnızca sembolik bir anlam taşımayacak.

Türkiye, böylelikle sismik araştırma ve sondaj çalışmalarına, Libya içinde herhangi bir kriz çıkmadan başlamayı amaçlıyor.

Libya’da doğu ve batıda iki ayrı yönetim mevcut; başkent Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti, Tobruk’taki Temsilciler Meclisi ile farklı bölgeleri yönetiyor.

Birleşmiş Milletler, Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni ve ona bağlı ordusunu meşru kabul ediyor.

Temsilciler Meclisi ise, 2019’da ülke genelinde iç savaşın patlak vermesine sebep olan Halife Hafter ve onun ordusuna yakın bir duruş sergiliyor.

Ankara ve Doğu Libya Arasındaki Yakınlaşma Belirginleşiyor

Türkiye, yıllardır askeri ve diplomatik destek verdiği Trablus hükümetiyle güçlü ilişkiler geliştirmişken, bu dönemde Temsilciler Meclisi ile de yakınlaşma belirtileri ortaya çıkmakta.

Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, 13 Aralık 2023’te Ankara’ya giderek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile önemli bir görüşme gerçekleştirmiştir.

4 Nisan 2025 tarihinde ise Halife Hafter’in oğlu Saddam Hafter, Libya Ulusal Ordusu Kara Kuvvetleri Komutanı olarak Ankara’yı ziyaret etti.

Yine, Haziran ayında Hafter’e bağlı ordunun komutanları Milli Savunma Bakanlığı’nda resmi görüşmeler yaparak Türk yetkililerle bir araya geldi.

Saddam Hafter’in ziyareti resmi statüde değerlendirilirken, Milli Savunma Bakanlığı eğitim ve danışmanlık faaliyetleri hakkında bilgi alışverişinde bulundu.

Bu bağlamda Tobruk’taki Temsilciler Meclisi de, Türkiye ile 2019’da imzalanan deniz yetki alanları anlaşmasının onaylanıp onaylanmayacağını görüşmek üzere yeni bir komite kurdu.

‘Kontrollü İstikrarsızlık Yerine Sürdürülebilir Bir Denge’ Arayışı

BBC Türkçe’ye konuşan eski Kıbrıs ve Libya büyükelçilerinden Peter Millett, Doğu Akdeniz üzerine danışmanlık yapan emekli bir diplomat, Türkiye’nin son dönemde Libya’nın doğusuyla daha aktif ilişkiler kurduğunu belirtiyor:

“Hem Türkiye hem de Doğu Libya yönetimi açısından ticari fırsatlar ön planda. 2019’daki anlaşmanın onaylanması, Türkiye ile Libya’nın doğusu arasındaki gelişen ilişkilerin bir yansımasıdır.”

Peki, son aylarda Tobruk ve Ankara arasında ortaya çıkan gerginlikler nasıl azaldı?

Bu anlaşmanın onaylanmasının Türkiye ve bölge için anlamı ne olacak?

Alman Uluslararası ve Güvenlik İlişkileri Enstitüsü (SWP) misafir araştırmacısı Nebahat Tanrıverdi Yaşar, Libya’nın güvenlik yapısının “giderek kırılganlaştığını” ifade ediyor ve Trablus’taki siyasi ve askeri gerginlikleri yönetmenin zorlaştığını dile getiriyor.

Yaşar, bu nedenle Türkiye’nin mevcut durumu korumanın ve çatışmasızlığı sürdürmenin her geçen gün zorlaştığını belirtiyor:

“Artan riskler ile birlikte, Türkiye ve Libya’daki aktörler, kontrollü istikrarsızlık yerine daha sürdürülebilir bir denge arayışına girmeye yöneliyor.”

“Ankara’nın bu hamlelerinden beklentisi, Libya’nın doğusundaki siyasi ve askeri aktörlerle daha stratejik ilişkiler kurabilme imkanı olacaktır. Doğu Libya da bu süreçte Batı ve ABD ile farklı bir ilişki biçimi geliştirmek istiyor.”

“Gelişmelerin nasıl sonuçlanacağını kestirmek zor; bu süreç, aktörler arasında yürütülecek müzakerelere bağlı olarak şekillenecek.”

Libya ile Türkiye Arasında Deniz Yetki Alanları Belirleme Anlaşması

2010’ların başından itibaren Doğu Akdeniz’deki zengin gaz rezervlerinin keşfiyle birlikte, ülkeler arası anlaşmalar ve deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusu önemli bir hal aldı.

Kıbrıs Cumhuriyeti, İsrail ve Mısır, bu alanda önemli anlaşmalar imzaladı, hidrokarbon alanlarını belirleyerek ihalelerde arttı ve sondaj çalışmalarını başlattılar.

Türkiye ise, 2019 yılına dek yalnızca Kuzey Kıbrıs ile 2011 yılında bir anlaşma yapmıştı.

Libya ile imzalanan deniz yetki alanları anlaşması ile Türkiye, yeni kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesinin batı sınırını belirlemiş oldu.

Bu sınır, Yunanistan’ın Girit adasına 45 deniz mili mesafede yer almakta.

Yunanistan ve Mısır’ın Tepkileri Neden Artıyor?

Yunanistan, deniz yetki alanlarının Ege Denizi’nde kendisine bağlı adalardan başlaması gerektiğini savunarak, Doğu Akdeniz’deki sınırların da buna göre çizilmesini talep ediyor.

Atina, Türkiye ve Libya arasındaki anlaşmanın kendi münhasır ekonomik bölgesini ihlal ettiğini iddia ediyor. Doğu Akdeniz’de uluslararası kanunlarla belirlenmiş sınırların olmaması nedeniyle, ülkeler arasındaki anlaşmalarla sınırlar çiziliyor.

Yunanistan, Mısır ile de bir deniz yetki alanları anlaşması imzaladı. Bu anlaşmada, Türkiye’nin kendi münhasır ekonomik bölgesinde kabul ettiği alanları Yunanistan kendisine ait olarak gösterdi.

Millett, böyle bir uzlaşmazlık ortamında, “Anlaşmanın onaylanması tehdidi, onaylamaktan daha etkili bir strateji.” diyor:

“Halihazırda Hafter kısa süre önce Kahire’deydi ve Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle görüştü. Sisi’nin Hafter’e bu anlaşmayı tanımaması yönünde bir telkinde bulunmuş olması muhtemel.”

“Mısır’ın Doğu Akdeniz’de önemli petrol ve gaz kaynakları bulunmakta. Mısır, bu kaynakları değerlendirmek için Yunanistan’ın yanı sıra, Güney Kıbrıs, İsrail gibi diğer ülkelerle de iş birliği yapmaya çalışıyor.”

Mısır, Türkiye’nin Libya ile çizdiği sınırları itiraz etmekle birlikte, Yunanistan’ın kendisine ait olduğunu iddia ettiği alanları da tamamen kabul etmiyor.

O dönemde Türkiye ile ciddi bir diplomatik gerginlik yaşayan ve Ankara’nın meşru kabul etmediği Abdülfettah es-Sisi yönetimi, Yunanistan ile bu anlaşmayı imzaladı.

Mısır ve Türkiye arasındaki diplomatik kriz ise son yıllarda sona ermiş durumda.

Eylül 2024’te Sisi Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Aralık 2024’te Mısır’a gitmişti.

Millett, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere dair şu tespiti yapıyor:

“Libya konusunda uzlaşmaları zor görünüyor. Ne de olsa her iki ülke de ekonomik ve siyasi nüfuz için çaba içinde. Ticari çıkarlar ve jeopolitik hedefler çatışabiliyor.”

‘Onay Tehdidi, Onaylamanın Kendisi Kadar Anlamlı’

Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis ve Göç Bakanı Thanos Plevris, 6 Temmuz’da Libya’yı ziyaret ederek Bingazi ve Trablus’a gitti.

Yunan medyası, bakanların Doğu Libyalı yetkililere Libya’dan Akdeniz’e açılan düzensiz göçmenlerin durumu hakkında destek karşılığında anlaşmayı onaylamama önerisi getireceklerini yazmıştı.

Nebahat Tanrıverdi Yaşar, Doğu Libya’nın bu girişiminin, Türkiye, Trablus hükümeti ve askeri aktörler ile Batılı ülkeler üzerinde bir müzakere gücü elde etme amacı taşıdığını düşünüyor:

“Libya içindeki güç mücadelesi ve dış politikada esneklik arayışı bu stratejiyi belirliyor. Doğu Libya, hem Türkiye’ye hem de Mısır, Yunanistan, ABD ve Rusya gibi aktörlere karşı stratejik konumunu güçlendirmek istiyor.”

“Bu nedenle, bu ülkelerin Doğu Libya’ya ekonomik yatırımları ve siyasi destekleri artırması için müzakere aracı olarak, bu anlaşmanın komisyona uğraması önem taşıyor.”

2019’daki deniz yetki anlaşmasının devamı niteliğinde, Haziran ayında Libya Ulusal Petrol Şirketi, Türkiye’nin ulusal petrol şirketi olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile dört parselde sismik arama yapma anlaşması imzaladı.

Mısır ise bu anlaşmayı kendi münhasır ekonomik bölgesini ihlal edebileceği gerekçesiyle eleştirmekte.

Ph.D. Peter Millett, Temsilciler Meclisi’nin anlaşmayı tanımasının “bu anlaşmaya herhangi bir meşruiyet katmayacağını” ifade ediyor:

“Libya ve Türkiye hükümetleri açısından bu anlaşmanın meşruiyeti, 2019’da büyük ölçüde sağlanmıştı.”

Nebahat Tanrıverdi Yaşar, Temsilciler Meclisi’nin onayının siyasi anlamda önemli olduğunu belirtmekte:

“Siyasi açıdan bakıldığında, Temsilciler Meclisi’nin anlaşmayı onaylaması, önemsenmeyecek bir gelişme olmayacaktır. Zira daha önceki tartışmalar, Meclis onayı olmadığı için gündeme gelmişti ve 2021 yılında Libya Temyiz Mahkemesi tarafından askıya alınmıştı.”

“Eğer anlaşma onaylanırsa, bu durum Libya ve Türkiye ilişkileri açısından önemli bir adım olacaktır.”

Ancak bu gelişmenin bölgesel sorunları çözmeyeceğini, aksine daha fazla sorun yaratabileceğini ifade ediyor:

“Yunanistan ve Mısır gibi ülkelerle yaşanan anlaşmazlıklar devam edeceğinden, bu durum yeni gerginlikler yaratma potansiyeline sahiptir. Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkileri nasıl etkileyebileceğini de zamanla göreceğiz.”

“Anlaşmanın onaylanması, son dönemlerde gelişen ve Sudan’daki işbirliği ile pekişen Türkiye-Mısır ilişkilerini sınayan bir unsur olacaktır.”

Millett, Yunanistan’ın tavrını şu şekilde değerlendiriyor:“Yunan Bakanın Bingazi’ye gitmesi, bu konudaki ciddi endişeleri yansıtıyor. Yunanistan, bu durumu Türkiye ile olan ilişkisinin bir parçası olarak ele almakta ve meclisin anlaşmayı engelleyebilirse bu durumu kendi hükümeti için bir başarı olarak görmek istemektedir.”

“Onaylama tehdidi, onaylamanın kendisinden daha anlamlıdır. Yani büyük ihtimalle Temsilciler Meclisi bu konuyu bir süre elinde tutup gerektiğinde kullanmaya devam edecektir.”

“`

Related Posts

Sosyal medyada güzel görünme kaygısında dikkat çeken veriler

Akdeniz Üniversitesi’nden (AÜ) Dr. Fahrettin Kayan’ın 500 kişi üzerinde yaptığı Sosyal Medya Bilinci Ölçeği araştırmasında; kullanıcıların dijital platformlardaki görünüm kaygısı ve bilinç düzeyi ölçüldü. Çalışmada yaş, cinsiyet, eğitim ve gelir gibi değişkenlerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını doğrudan etkilediği belirlendi.

Park halindeki araca silahlı saldırı kamerada

İstanbul Sultangazi’de park halindeki araç kurşunlandı. Yüzünü kapüşon ve maskeyle gizleyen saldırganın araca ateş açtığı anlar, güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

Rutte’den korkutan Üçüncü Dünya Savaşı senaryosu: Nasıl başlayabileceğini anlattı! NATO ülkelerine hazırlık çağrısı

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, dünyanın Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarı yaptı. Rusya ve Çin’in koordineli bir saldırı başlatabileceğini öne süren Rutte, geniş çaplı bir çatışmanın tetiklenebileceği bölgelerden bahsetti ve NATO’nun alması gereken önlemlere ilişkin konuştu.

Husiler Ben Gurion Havalimanı’nı vurdu

Yemen’deki Husiler, İsrail’in başkenti Tel Aviv’de bulunan Ben Gurion Havalimanı’nı hipersonik balistik füzeyle “başarılı şekilde” hedef aldıklarını açıkladı.

Tarihi reçete: 102 yaşındaki ‘dedeye’ yazılan ilaç gündem oldu

102 yaşındaki adam, İngiltere’de devlet hastanesinden viagra alan en yaşlı kişi olarak ülke tarihine geçti.

İsrail, Yemen’den atılan bir füzenin düşürüldüğünü duyurdu

İsrail ordusu, Yemen’den atılan bir füzenin düşürüldüğünü açıkladı.

vozol center